Hayvan haklarını savunan insanlar, hayvanları “yiyecek” ya da “giyim malzemesi”, “eğlence” ya da “deney aracı” olarak kullanmanın çok yanlış olduğuna inanır; bütün hayvanların çıkarlarının en iyi şekilde gözetilmesi gerektiğini ve bir hayvanın çıkarlarının gözetilmesi için mutlaka “şirin”, “insanlara yararlı” ya da “soyu tükenme tehlikesi içinde” olmasının ya da herhangi bir insanın onları sevmesinin gerekmediğini savunurlar…
Unutmamak gerekir ki; hayvanların özgürleşmesi; insanların özgürleşmesiyle diyalektik bir bütünlük taşıyor…
Son olarak da şunu söylüyorum: Kendinizi ‘dünya vatandaşı’ olarak görme noktasında, tam bir paylaşımcı olarak tanımlasanız da; insan türü dışındaki türlere karşı mesafeli iseniz; inanın bir eksikliğiniz var… Çünkü yaşam; tüm türlerin, tüm canlıların birlikte yaşama ve bu dengeyi koruma temeli üzerinde kurulu.
Cumartesi SABAH Gazetesi”, 9 Aralık 2006 Röportaj:
Neslihan Tunç’un Yalçın Ergündoğan ile yaptığı söyleşiden